İstanbul ve Aşk
"2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul" etkinlikleri kapsamında sahnelenmeye başlanan ve halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahnelenmekte olan "İstanbul Hatırası" adlı müzikal oyunun yazarı Tarık Şerbetçioğlu’ndan İstanbul'a dair yeni bir müzikal.
2012 - 2013 sezonunda bu kez İstanbul Kumpanyası’nda seyircileri ile buluşuyor.
Yenikapı Batıkları Projesi Başkanı Doç. Dr. Ufuk Kocabaş’ın da kazı çalışmalarıyla ilgili yazısında destek verdiği müzikalde; tarihin derinliklerine araştırma kazıları ve aşk örgüsü büyük bir titizlik ve incelikle işleniyor.
İçerisinde, kazı ekibinin başındaki yalnız bir araştırmacı Türk Süleyman Hoca, kazı projesine destek vermek üzere Türkiye'ye gelen yine tek başına Amerika'lı araştırmacı Bayan Sofia arasındaki İstanbul'a duydukları aşk ve İstanbul'un birbirine bağladığı; Kanuni-Hürrem, Mimar Sinan-Mihrimah, Jüstinyen-Thedora, Piyer Loti’nin İstanbul Sevdası, Kız Kulesi'nin aşıkları... ve nice aşklar; bu Yeditepeli Şehr-i İstanbul’un aşk'ı ile bütünleşip, "İstanbul ve Aşk" müzikalinde izleyenlerine sunulacak. Zamana ve yaşanmışlıklara tanıklık eden, polisiye lezzetler barındıran kurgusuyla seyirciyi içine çekiverecek sımsıcak bir öykü…
Oyunun Konusu
İstanbul'da tarihi bir yarımada da bir kazı alanı. Tarihin derinliklerinden çıkan Bizans limanı, kazı ekibinin başında yalnız bir adam; Süleyman Hoca. Günün birinde kazı projesine destek vermek üzere Amerika'dan gelen bir kadın; Bayan Sofia...
Bu iki yalnız insanın yolları, Avrupa ile Asya misali boğazda kesişir adeta!
Peki neydi Kanuni'yi Hürrem'e Mimar Sinan'ı Mihrimah Sultan'a, yahut Jüstiyen'i Thedora'ya bağlayan güç? Ya Piyer Loti'nin İstanbul sevdası? Kız kulesi aşıkları neresinde durur İstanbul'da yaşanmış aşkların...
Yazan -Yöneten
Tarık Şerbetçioğlu
Müzik
Deniz Noyan
Dekor-Kostüm Tasarımı
Sabahat ÇolakoğluKoregrafi
Arda Alpkıray
Işık Tasarımı
Mustafa Türkoğlu
Efekt Tasarımı
Umut Yüzbaşıoğlu
Oyuncular
Binnur Şerbetçioğlu
Tarık Şerbetçioğlu
Ömer Gecü
İbrahim Şirin
Gizem Maraşlı
M.Baran Erdoğan
Yavuz Topoyan
Ali Yiğit San
Gökhan Alkan
Abdullah Topal
Ethel Mulinas
Sema Özkan Yorgun
Tuba Aşıcı
Melek Karabiber
Kaan Şahin
Birand Tunca
Bahar Öztürk
Seray Canan
Yeşim Egemen
Didem Aslan
Burçak Kabadayı
S. İlker Güler
"İstanbul Kumpanyası" 2012 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçılarından, Binnur Şerbetçioğlu ve Tarık Şerbetçioğlu'nun önderliğinde kurulmuştur. Kuruluşuna katkıda bulunan, daha önce çeşitli tiyatro sahnelerinde görev almış, değerli sanatçılar vardır.
"İstanbul Kumpanyası" iki büyük sorumluluk üstlenmiştir. Birincisi gençlere yol açmaktır… Yazar olarak, besteci olarak, yönetmen olarak, oyuncu olarak, sahne arkasında yetkili olarak, gençlere gereken imkanların tanınması ve eğitilmeleri… İkinci ve çok önemsediğimiz Çocuk Tiyatrosudur.
İstanbul Kumpanyası; Bünyesinde bulunan "Şeker Şerbet Çocuk Tiyatrosu" ile yarının seyircilerini oluşturacak çocuklarımıza en doğru yoldan ulaşabilmenin, tiyatro sevgisini aşılayabilmenin heyecanı içindedir. Üç yıl önce güzel rastlantılarla yolları kesişen ekibimiz, enerji, yetenek, çalışkanlık, merak ve sevgilerini birleştirmişler, ortaya müthiş bir sinerji çıkarmışlardır. Bu güzel sinerji, seyircilerimizden tam not almıştır. Kumpanyamız şu an "Karman Çorman" oyunu "Mutluluk Çiçeği" ve "Işıltı Kumpanyası" adlı çocuk oyunları ile yola devam etmektedir. Önümüzdeki sezon için repertuar çalışmaları hızla sürmektedir. Anlaşılır, tarafsız, eğlendiren ama eğlendirirken düşündüren, çağdaş oyunlara ve yazarlara yer veren, Türk Tiyatrosunun keyifli çizgisini kollayan ve koruyan, hayatı yansılayan, samimi, sevgiyle harmanlanmış bir kumpanya olmak dileğimizdir…
"İstanbul Kumpanyası" tüm sanatçılara ve sanatseverlere, sanatı yaşamak isteyenlere kapılarını açmıştır. Projeler değerlendirilecektir. Yakın bir tarihte eğitim programı çalışmaları başlayacak "Konservatuarlara hazırlık kursları" sizlere duyurulacaktır. Tiyatrosuz hiçbir haftanız geçmesin…
"Şeker Şerbet Çocuk Tiyatrosu"
Çocuk Tiyatrosu her şeyden önce sorumluluk ifade eder. Çünkü hedefimiz çocuklarımızdır. Onların temiz dünyasında, onlara şekil vermek isterken, hata yapmamak gerekir. Hepimizin anılarında tiyatro ile karşılaştığımız bir gün vardır. O günü mutlu, mutsuz, etkili veya etkisiz hatırlarız. Tabii ki hedefimiz, mutlu, barışık, etkilenmiş, hayatının içine aşk dolu bir anı almış çocuklar olmalıdır... Onlarda merak duygusu uyandırmak çok önemlidir. Eğer sanatsever bir birey olarak çocuklarımız toplumdaki yerlerini alırlarsa, ailesine, arkadaşlarına, kendi kuracağı geleceğine kültürü ve sanatı taşımış olurlar. Tiyatro içerisinde, edebiyat, tarih, felsefe, coğrafya, mitoloji, resim, heykel, müzik, bale, şan her şey vardır. Aklınıza gelen her mesleği içinde barındırır; Marangozu, terzisi, ayakkabıcısı, kuaförü aklınıza hangi meslek gelirse, hayatımızda neyle karşılaşıyorsak… Tiyatro bir yansımadır. Tiyatro da her şeyin o an gerçekleşmesi ve o anın bir daha tekrarının olmaması çok kıymetlidir. Bu da heyecanı hem seyirci, hem de oyuncu açısından doruklara taşır. Bir de iç dünyamıza yani ruhumuza hitap eder, duygularımızı harekete geçirir, empati kurmamızı sağlar, saklı duygularımızı açığa çıkarır, hatta ruhumuzu tedavi eder. Çocuklarımıza hayatı tanıtmak, tanıştırmak, biz tiyatrocuların onlara, çocuklarımıza, yani geleceğimize borcumuzdur.